28 Kasım 2011 Pazartesi

Ruhani Güç



Brezilya'da Rio şehrinde amatör lig takımlarından birinin antreman tesislerinden bir görüntü.Hz.İsa'nın gözetiminde idman.

25 Kasım 2011 Cuma

Nereden Geliyor Bu Değirmenin Suyu ?


Son yıllarda alıştığımız üzere yine bombayı patlattık.Nba'de süren lokavt sayesinde getirdiğimiz yıldızlara bir yenisini daha eklemiş bulunuyoruz.

Semih Erden'in sakatlığı sonrası uzun arayışlarının başladığını hemen heryerde okuyorduk.Görünüşe göre arayışlar sonuç vermiş ve yeni bir yıldız edinmişiz.

L.A. Lakers'tan başarılı forvet oyuncusu Lamar Odom'la anlaşmışız.2.08 boyunda ve 104 kilo olan Odom'un kariyerini anlatma gereği duymuyorum.Bireysel yetenekleri açısından ligimizin çok çok üzerinde bir oyuncu.

Takıma yıldızlar geliyor,takım güçleniyor bunlar güzel şeyler fakat bizde durumlar çok farklı.Sonunda ne olacağı belli olmayan bir çıkmazdan faydalanıp(lokavt) boşta kalmamak için gelen oyunculara bel bağlamış durumdayız.

Olurda lokavt biterse müthiş bir ivme yakalayan basketbol takımımız ne hallere gelir kestirmek çok zor değil.Lokavt bitmesin diye dua eder hale getirdiler bizi.Diğer sıkıntımız ise 'nereden geliyor bu değirmenin suyu ? ' sorusu.

Beşiktaş basketbol takımının her yıl gündeme geldiği bir konudur oyuncuların paralarının ödenmemesi konusu.Sezon başında ortalama üstü bir takım kurulup yola çıkılır ama sezon ortası gelmeden sıkıntılar baş gösterir.Paralarını alamadıkları için idmanı boykot eden Amerikalılardan başlar,maaşı ödenmediği halde takımı satmayan yerlilerle biter bu hikaye.

Bahsettiğim olayın en yakın örneğini daha geçen sezon yaşadık.Parası ödenmediği için tepki gösteren oyuncularımızı,işkence edercesine zorunlu antremanlara zorladık.İstikrarın İ'si bile olmayan basketbol şubemizde her yıl 6-7 oyuncu gelip her yıl 6-7 oyuncu gitmesi normal karşılanan bir durum halini aldı.

Velhasıl düzgün kadro kurmaktan,oyuncu paralarını zamanında ödemekten,istikrarı sağlamaktan aciz yönetimimiz sonu ne olacağı belli olmayan bir durumdan faydalanıp bütün Nba yıldızlarını takıma doldursa ne olur ? Beşiktaş duruşunu kaybettikten sonra..

18 Kasım 2011 Cuma

Abdullah Avcı

Euro 2012 plaf-off'larında hezimete uğradığımız ilk maçtan sonra adı dolaşmaya başlamıştı.Daha 2.maç oynanmadan geleceği kesin gibiydi ve dün yapılan açıklamayla milli takımın başına Abdullah Avcı geçti.

Süperligin şahit olduğu son yılların en istikrarlı giden takımın en istikrarlı hocası.Abdullah Avcı'ya fazlasıyla saygı duyarım.İBB gibi maddi olanakları kısıtlı arkasında taraftar desteği olmayan gibi uzatılabilecek birçok sıfat bulunan bir takımı büyüklerin belası haline getirdi.

Gösterdiği başarılara rağmen milli takım için doğru isimmi tartışmak gerek.

Olumlu yanları:

-Olumlu yanlarının belkide en önemlisi elindeki nispeten vasat denebilecek düzeydeki oyuncuları motivasyon konusunda çok başarılı olması.İbb'de yaşı geçmiş,ununu eleyip eleğini asmış birçok isimden aldığı verim zaten kendini gösteriyor.

-Artı özelliklerine devam ederken çok ekstra olaylarda bile sakinliğini koruyabilmesi de önemli.Takımı 3 atıp rahat oyun ortaya koyarkende 3 yemiş kaybetmek üzereykende sakin bir Abdullah Avcı var.

-İsmi duyulmamış oyuncuları vitrine çıkartıp onlardan aldığı katkıyla büyük maçlarda büyük takımları devirebildiğini gördük.Milli takımda artık kemikleşmiş bazı soytarıları takımdan temizleyip yerine daha önce izleme şansı bulamadığımız yeni oyuıncular kazandırabilir.

Milli takımı babasının çiftliği gibi gören,kulüplerinde yaptıkları pisliklerin aynısını milli takıma taşıyıp formayı kirletenlere umarım daha fazla tölerans göstermez.Artislerle geldiğimiz nokta zaten ortada en azından gençleri ve daha önce şans bulamayanları oynatırsa belki aralarından birkaç adam çıkar.Şuan içinde bulunduğumuz durumdan daha kötü zaten olamayız.Galatasaray paf takımında görev aldığı dönemde; Arda Turan, Aydın Yılmaz, Uğur Uçar, Ferhat Öztorun, Cafercan Aksu gibi isimlerinde çıkması sonrası bu konuda çok ümitliyim.

-3 büyükten birinde daha önce görev yapmadığı için aynı mevkide daha iyisi varken görev yaptığı takımdan oyuncusunu çağırma gibi bir durum olmaz.Oğuz Çetin'in yıllardır yaptığı Fb sempatisi artık onun gidişiyle kırılmalı.

-İbb'de olduğu dönemde yine büyüklerin önemli oyuncularına yaptırdığı markaj ve kitlemeyle iyi bir izleyici olduğunu gösterdi.Rakibi analiz edip güçlü yanlarını takımının el verdiği ölçüde düzenlemeyi biliyor.Hiddink'in yaptığı gibi mutlaka kazanmamız gereken bir maça tek forvet çıkıp dakikalar 80'i gösterdiğinde bile forvet sokmamazlık yapmaz.


Olumsuz Yanları:

-İbb'de medyanın İstanbul takımları arasında neredeyse hiç ilgi göstermediği nispeten izole bir ortamda çalıştı.Yenilgilerinden sonra eleştirilmeyip,transfer dönemlerinde çıkarılan dedikodularla yıpratılmadı.Kısacası milli takımda göreceği ilginin 10da 1ini görmedi.Şimdi milli takımın başında ve en ufak başarısızlıkta saldırmak için hazır bekleyenler var.

-Milli takımın bulunacağı uluslararası ve büyük turnuvalarda daha önce yer almamış olmasıda başka bir handikap.Orta sıraları hedefleyen bir takımdan sonra her büyük turnuvaya katılıp iş yapmaya çalışan bir takıma geldi.

-İbb'de kurmuş olduğu düzen ve gördüğü saygıyla beraber gelen oyuncuların ona bağlılığı ve abi kardeş ilişkisini burada kurabilecekmi ? sorusuda önemli.Yılda aldığı hocasının 3-4 katı olan bazı egosu şişmiş kendini adam zannedenler Abdullah Avcı'yla doğru iletişimi kurabileceklermi ?

-Oynatacak adam bulamıyor,bütçe imkansızlıklarıyla boğuşurken şimdi önüne serilen oyuncu havuzunu doğru kullanabilecekmi ? Olumlu yanlarında yazdığım Anadolu'dan yada tanımadığımız başka oyunculara şans verecekmi ? sorusu buradada karşımıza çıkıyor.Bakılan açıya göre hem olumlu hem olumsuz yapılabilir.




Yukarıda sıraladığım kendime göre iyi ve kötü yanlardan sonra kişisel görüşüm şöyle;

Adı geçerken aslında milli takıma hoca olmasını istememiştim.İstememe nedenim ise başarılı olamayacağını düşünmemden değil.İbb'de kurduğu süper düzen ve gördüğü saygıyı bırakıp,bomba misali elden ele gezdirilen bir milli takıma gelmesi yani kariyerini tehlikeye atması.

Tabiki milli takımı çalıştırabilir ama zaman olarak yanlış bir zamanda gelmiş olabilir.En ufak başarısızlığa tahammül olmayan milletin birbirini yediği ilginç bir zamandayız.Daha uygun bir zamanda gelmesi kendi adına daha yararlı olabilirdi.Yinede büyük düşünen her hocanın yapması gerekeni yapıp risk alıp sorumluluğu üstlendi bakalım günler bize neler gösterecek.

11 Kasım 2011 Cuma

Hırvatistan Finallerde



Bugün tarih 11.11.11 Euro 2012 elemerinde kader maçımıza çıktık.Eleme grubunda gösterdiğimiz harika performans !'tan sonra euro2008 den belalımız Hırvatlar'ı konuk ettik.Konuk ettik diyorum çünkü her ev sahibinin yapması gerekeni yapıp misafirimizi hoş tutup yaptıklarını izlemekle yetinip 0-3 mağlup olduk.

Bu akşam sahada olan oyuncuların gösterdikleri isteksizliği,basiretsizliği,inançsızlığını bana kimse açıklayamaz.Kullandığım sıfatları çoğaltıp gayet güzel sıfatlar bulabilirim ama üslup olmaması gereken bir yöne doğru kayacak o yüzden burada bırakayım.Gelelim maça.

Tahmin ettiğim gibi Hiddink maçı kontrolünde tutmak isteyen,ilk yarı yemeden ikinci yarı hafif yüklenmeyle 1-0 yapıp üstüne yatma amacıyla çıktı maça.Eleme grubunda şans tanımayıp en önemli maçta göbeğe koyduğu Giray,ben orta saha değilim ! diye bağıran Sabri'yi inatla orta saha oynatıp şah olan takımımızı şahbaz yaptı.

Bismillah deyip televizyon karşısına oturur oturmaz bize gol yeme zevkini tattırdılar.Zaten futbol tarihi olarak hiçbirşeyi kolay yoldan halletmediğimiz için gol şaşırtmadı.Pozisyonları tek tek değerlendirip benim gibi bozulan sinirlerinizi daha fazla bozmak istemiyorum onun yerine sahadaki ölüleri yazmak istiyorum.

Volkan: Fenerbahçe'nin güzide kalecisi Volkan yine yaptı yapacağını.3 golün 3ünde de hatası var.İlk golde iyi yer tutup topu uzanıp almaması,ikinci golde yan topa çıkma özürünü gösterip topa çıkmaması ve 3.golde yine 2.golde yaptığı hatayı yapıp 2 metre önündeki adama rahat vuruş imkanı tanıması.Yıllardan beri hem kulüpler bazında hem milli takımda kalede çektiğimiz en büyük sıkıntı lanet yan ve duran toplar.Türk pasaportu taşıyan birtane kaleci şu yan toplara hakim değil.Topu gördükleri an kitlenip kalıyorlar.Cüssesiyle ayı boğacak güçte olan Volkan iki elini kaldırıp hava topunu alamıyor.


Gökhan Gönül: Medyamızın dünyanın en iyi sağ beklerinden gösterdiği süper yeteneğimizi bu maçta gördük.Hırvat akınlarında sünger gibi delik deşik oldu.İlk golde yaptığı inanılmaz hata,rakibin resmen onla oynaması inanılır gibi değil.Fenerbahçe'de en çok koşup mücadele eden adamlar arasında olan Gökhan sahada yoktu.

Orta sahamızı oluşturan Arda,Emre,Selçuk üçlüsünden en çok birşeyler yapmaya çalışanı Selçuk'un oyundan alınışı ve yerine kurtarıcı olarak Mehmet Topal'ın girmesinden sonra ben maçtan tamamen koptum.Mehmet Topal'ın oynadığı oyunu ve kendisini severim fakat skor olarak gitmiş ve mutlaka gol atmamız gereken bir maçta ofansif adam çıkarıp savunma ağırlıklı bir adam oyuna dahil etmenin mantığı nerede ?

Süper yetenek Arda Turan'ın egoist tavrı,Emre'nin her zaman ki agresifliğide eklenince orta saha işlemez oldu.

Forvet hattında en üzüldüğüm isim Burak Yılmaz oldu.Geniş ve açık alanda aldığı toplarda etkili olan ve savunma arasında kaybolduğunda etkisiz olan Burak'ın bütün korktuğu başına geldi.Erken gelen gollerden sonra 6-7 Hırvat savunmacının arasında kalınca Burak'la resmen oyun oynadılar.

Hiddink: Bu akşama kadar Hiddink'e her zaman saygı duydum.Ömrünü bu işe adamış ve süper kariyerli bir hocanın hemen harcanmaması gerektiğini düşünüyordum fakat bugün gördüklerime inanamadım.Erken gelen golün etkisinden kurtulamamış televizyonda izleyen seyirciden bile takıma daha az etki eden bir adam.

İlk yarıyı geride kapatıyoruz takım berbat halde ileri çıkamıyor pres yapmıyoruz.İkinci yarı değişiklik beklerken bakıyoruz sadece Gökhan Gönül çıkmış yerinde Gökhan Töre var.Defanstan yada orta sahadan eksiltip forvete bir takviye yok.

Skor oluyor 3-0.Bütün riskleri almasını arkayı tamamen boşlamasını beklerken Selçuk İnan çıkıyor yerine Mehmet Topal giriyor.Hocanın neyin peşinde olduğunu merak edip beklerken nihayet hocanında aklına geliyor ve 80 küsürde ikinci forveti almak aklına geliyor.Bu dakikayımı bekledin diye söylenirken çıkan oyuncu Burak Yılmaz !!

Yukarıdaki yaptığı sadece değişikliklere bile bakarak Hiddink'in gitmesi gerektiği ve zorla güzellik olmayacağı ortada.Kendi evinde ölüm kalım maçına çıkıp 3-0 geridesin ve bir forvet çıkarıp 80 de yeni adam sokup tek forvet devam ediyorsun pes !! Olmadı Hiddink olmadı.


Rıdvan Dilmen: Yorumcu olarak en beğendiğim insanların başında gelir fakat yaptığı yorumlara bugün kesinlikle katılmıyorum.Volkan'ın yaptığı inanılmaz hatalara tepki gösterip ıslıklayan seyirciyi yerden yere vurdu.Milli formaya saygısızlıkmış,yada Gs-Fb düşmanlığıymış olmadı hoca.Belki Volkan'la olan kişisel münasebetinden dolayı koruma içgüdüsü ile hareket etmiş olabilirsin ama bugün Volkan hepsini hak etti.

İyi işler yaptığında alkışlanıp övgü alıyorsa yanlış yaptığında eleştirilmesi kadar doğal birşey olamaz.Tribündeki taraftarı tahrik edici hareketleri ve ettiği küfürler televizyona bile yansıdı.Milli forma üzerindeyken ıslık yemek istemiyorsa üzerindeki formaya yakışan şekilde oynaması şart.



Sahada yokları oynayan Arda,Emre,Hakan Balta gibi isimler rövanşta da olmayacaklar.Arda'nın sahadaki kötü performansın üstüne deplasmana gitmemek için yaptığı topa vurma direk sarı kart istiyorum'un vücuda gelmiş haliydi.Oradaki maçta olmayışları bize çok birşey kaybettirmez.İçeride 3 yedik orada 4-5 hiç fark etmez en azından bunların yerine formayı biraz hak eden ve içinde heyecan kalmış gençleri oynatalım.


Takım olmayı başaran ve oyundan bir dakika bile kopmayan Hırvatistan'a Avrupa Şampiyonası'nda başarılar..

7 Kasım 2011 Pazartesi

Atkı Koleksiyonu #9 Panathinaikos



Genel itibariyle karışık giden koleksiyonumun oluşturmaya çalıştığım ana temasından Yunan takımları grubundan olan Panathinaikos atkısı.

Yunanların yapmayı sevdiği cinsten yani tek kat bir atkı.Böyle atkıları bağlamak ve kullanmak zor olsada çift katlara göre görüntü bakımından çok daha iyi oluyorlar.Elime geçme hikayeside daha önce yine 'atkı koleksiyonu' başlığı altında paylaştığım Partizan atkısını kendisinden aldığım Ulaş sayesinde oldu.Atkılar hakkındaki muhabbet ve münasebetten sonra bu atkıyı bana hediye etmişti.Bu bahaneyle kendisine buradan selamımı da çakalım.

2 Kasım 2011 Çarşamba

Karşıyaka 99. Yaşında






Türkiye'nin en köklü ve mazisi en güzel olan kulüplerin ilk sıralarında gelir Karşıyaka.Başarıları olarak olmasada,kurucuları,getirdiği ruh ve felsefe olarak her zaman diğerlerinden farklıdır.Kısacası BÜYÜK'tür Karşıyaka.

Büyüktür büyük olmasına ama dün kutlanan 99.yıl kutlamaları Karşıyaka'nın isim ve tarihine yakışmayacak türdeydi.Kişisel beklentim Türkiye'nin tribün olarak en iyilerinden birine sahip olan bir takımın taraftarının İzmir'i yakmasını beklerdim fakat çok sönük kaldı.Karşıyaka'nın büyüklüğüne yakışmadı.