
Sezonun ilk yarısında ki Efes Pilsen-Beşiktaş maçında tribünde taraftarın gözünden.Efsane parkede kafası önde yürürken.
"Futbolun 22 adamın topun peşinden koşması olduğunu düşünmenin, kemanın telden ve yaydan, Hamlet'in kağıt ve mürekkepten ibaret olduğunu söylemekten bir farkı yoktur." — J. B. Priestley, The Good Companions, 1928
Cumartesi akşamı alınan Mersin BB yenilgisinin hemen akabinde Koç Perasovic istifa etmiş ve yerine Ufuk Sarıca geçmişti. Hepimizin beklediği ve fazlasıyla geç alınmış olsa da hala yetersiz bir karar olduğu ortada. Şimdi eğri oturup doğru konuşalım. Efes Pilsen de en baştan değişmesi gereken şeyler var. Hadi bu sene uğraşılan bir kapatılma-ad değiştirme davası var, sıkıcı ve herkesi rahatsız edici bir konu, onu bir tarafa aldık peki daha öncesinde ki başarısızlıkların nedeni ne? Bu kadar köklü bir kulübün bu kadar para harcayarak adam akıllı bir başarı elde edememesinin nedenini gelen-giden koçlar da arayamayız. O yüzden kulüp, kendi içinde oluşturacağı yeni bir düzenle en başından başlayarak hataları birer birer koparıp atmalı. (Bunu ayrı bir yazı konusu yapalım en iyisi çünkü bu konuya girdikçe asıl yazmak istediğimden çok uzaklaşacağım)
Ufuk Sarıca’nın takımın başına gelmesi sanırım takım olarak bu sene yaptığımız en doğru karar. Sadece bu senenin gidişatı açısından bakacak olursak böyle. Kulüpte yetişmiş, oyuncuları bilen tanıyan hani “bizim çocuğumuz” dediğimiz bir isim Ufuk Hoca. Bu nedenle yabancı birini getirmek yerine takımı ona emanet etmek şu zamanda yapılacak en mantıklı davranış. Ufuk Hoca da bugün bazı basın mensubu arkadaşlara çok güzel açıklamalar da bulunmuş.(Bu yazılara hem basketdergisi.com hem de salsabasket.com sitelerinden ulaşabilirsiniz)
Tekrar takım ruhunu oluşturabilmek, birbirine güvenebilmek, eski özlenen Efes Pilsen olabilmek için çalışmamız gerektiğinden bahsetmiş. Çokta güzel bir cümle kurmuş “Her basketbolcu takımın bir parçasıdır ve her ismin bir rolü olacak. Her oyuncudan faydalanacağız.” Umarım bunu başarır ve biz şu ölü toprağını, uğursuzluğu üzerimizden atarız.
İlk maçı bana kalırsa şansızlık olarak Telekom deplasmanı ama sonraki hafta evde Banvit maçı var, bizde hem takımımıza hem de yeni Koçumuza destek olmak için Sinan Erdem de olacağız.
Bahsetmeden de geçmeyeceğim, yaklaşık iki hafta önce Sayın Tuncay Özilhan “TAPDK’ya önerdikleri iki isimden (Efes- Efes Anadolu) birinin kabul edilmesi gerektiğini aksi takdir de takımı kapatacaklarını” dile getirmişti. Bu da işin ilginç tarafıdır ki TAPDK ilk isim önerileri verildiğinde “1 ay içinde kararımızı açıklayacağız” demişti ama hala karar verememiş durumdalar. Gören de 80 farklı isim sunduk seçim yapamadıklarını zanneder. Beyler hızlanın biraz, işimiz gücümüz var.
Fiba Eurochallege da bir üst tura çıkmak için St Petersburg ile karşılaşan Pınar Karşıyaka karşılaşmadan 78-73 skorla yenik ayrıldı. Tabi Karşıyaka’nın acemiliğinden, böyle maçlara alışık olmadığından bahsetmemiz gerekir. Ayrıca Eldridge ve Holston’ın kötüden de öte bir maç çıkarmış olmaları –Toplam da 1/14 saha içi isabetle oynadılar- yenilginin temel nedeniydi. Ama bu Karşıyaka için bir son değil tabiî ki. Perşembe akşamı kendi sahaların da oynayacakları maçı kazandıkları takdirde, son maçı oynamak için tekrar Rusya’ya gidecekler ve büyük ihtimalle 4’lü Finale adlarını yazdıracaklar.
Karşıyaka taraftarlarına her zaman olduğu gibi evlerinde oynayacakları bu maçta çok büyük iş düşecek. Perşembe saat 20:00 da oynanacak olan karşılaşma da eminim ki takımlarına o destekleyici gücü sağlamak için Arena da yerlerini alacaklardır.
Maça iyi başlayan ev sahibi ekip üst üste bulduğu sayılarla Kafkaf karşısında ilk çeyrek ortalarında 15-4’lük bir skor avantajı sağladı. Ama Koç Hakan Demir’in aldığı molalarla Karşıyaka 13-2’lik bir seri ile skoru eşitlese de ilk çeyreği 19-17 geri de kapattı. İkinci çeyreğe iyi başlayan temsilcimiz Stanojevic’in sayılarıyla üçüncü dakika da skoru 23-24 de getirmeyi başardı. Buna karşılık toparlanan ev sahibi ekip son iki dakika da Kotishevskiy’den bulduğu iki üçlük isabetiyle devreyi 44-35 önde kapattı.
Üçüncü çeyrekte karşılıklı basketlerle başlarken, Pınar Karşıyaka da öne çıkan isim Stanojevic olurken St. Petersburg da ise Popovic ve Domercant oldu. Domercant’in çeyrek biterken bulduğu 3’lük isabet le ev sahibi takım son çeyreğe 59-49 önde girdi. Dördünce çeyreğin son 2 dakikasına kadar bir türlü rakibine yetişemeyen Karşıyaka bu dakikalarda bir ivme kazanıp 16 sayıya kadar çıkan farkı 4 sayıya kadar indirse sahadan 5 sayı farkla 78-73 yenik ayrıldı.
fotoğraf:www.ntvspor.net