25 Nisan 2011 Pazartesi

Gololurr Banu Yelkovan Röportajı



Merhaba sevgili Gololurr okurları.Bundan yaklaşık 1-1.5 ay önce sayın Banu Yelkovan'la gerçekleştirmiş olduğumuz röportajı bugün sizlere sunuyoruz.Röportajın üstünden bu kadar geçmesine rağmen beklememizin sebebi ise blogların kapatılması mevzusu yüzünden.Bu kadar süre geçmesine rağmen hala açılmadığı içinde umutlarımız tükendi ve sezonun bitişide yaklaştığı için yayına sunmaya karar verdik buyrun ;



Gololurr: İnternette sizin kişisel bilgilerinizle ilgili pek fazla içerik bulamadık o yüzden öncelikle klasik sorularla başlayalım..Nerede doğdunuz ?

Banu Yelkovan: İstanbul doğumluyum.İstanbul'da doğdum,İstanbul'da büyüdüm.Başka bir şehirde doğup,başka şehirde büyümüş gibi değil.Ful İstanbul yani.


Gololurr: Veni Vidi Vici programında Fransa bölümünde Fransızca konuşmuştunuz.Okurlarımızın mail olarak sorduğu sorulardan biride Fransızca'yı okuldamı yoksa iş dolayısıylamı öğrendiğiniz yönünde ?


Banu Yelkovan: Okulda öğrendim.Fransız orta okulu ve Fransız lisesi mezunuyum.Sonrasında Fransızcamı faal tutmak için uğraştım.Çok yabancı yayın okur ve yabancı film izlerim.Üniversite yıllarımda tercümanlık yaptım,Fransız konsolosluğunda çalıştım böylece Fransızcamı kaybetmemiş oldum.


Gololurr: Okurlardan gelen bir başka soruda şu yönde.Kadınların çoğu futbolla pek araları olduğu söylenemez.Fakat siz oldukça ilgilisiniz.Sizin futbola olan bu ilginiz nereden geliyor ? Aileden gelen bir sevgimi ?


Banu Yelkovan: Kesinlikle aileden geliyor.Babam bu kadar sporla ilgili olmasaydı,ben kesinlikle futbolu bu derece sevmezdim.Evimizde her türlü spor müsabakası seyredilirdi.Buda sonuç olarak bir ilgi doğurdu.Ben kadınların futbola ilgi duymamalarının tek sebebi olduğunu düşünüyorum,maça gitmemişlerdir.. Bir kadının futbolu sevebilmesi için maça gitmesi yeter.Televizyondan maç izlerken yönetmen size tek bir şeyi,sadece maçı gösterir fakat stada gittiğinizde ilgilenebileceğiniz bir çok şey vardır.Rakip seyirciye,sadece topa,tribünlere bakabilirsiniz.Bir erkeğin bir kadına futbolu sevdirmesi de çok zordur.Fakat işin içine detay katarak yani;şu futbolcu şöyle bir geçmişten geliyor,şu futbolcu şöyle hayır sever,bu takımın tarihi böyle.. gibi detaylar katarsa eğer kadının futbola ilgisi başlayabilir.



Gololurr: Eşinizin futbola olan ilgisi ne derece ? Evde futbol üzerine sohbetler,muhabbetler oluyormu ?


Banu Yelkovan: Bizim evde sürekli maç seyredilir.Eşim benden çok daha fazla ilgilidir.Bir yandan maç seyrederken,diğer yandan internetten skorlara bakar.Bizim evde eğer o anda canlı bir maç varsa mutlaka o maç seyredilir,ligin hiç önemi yok.Açılan 3-4 kanal etrafında hayatımızı sürdürürüz.


Gololurr: İşiniz dolayısıyla dünyada bir çok stadyumda ve tribünde bulundunuz.Sizin kendi adınıza içinde bulunduğunuz stadlarda tribün organizasyonu olarak en beğendiğiniz takım hangisi ?


Banu Yelkovan: Çoğu taraftar grubu kendini dünyanın en iyisi olarak tanımlar.Dünyada hangi maça gitsem çok ilginç bir ortak nokta olarak gördüğüm şey taraftarların kendi takımına duyduğu aşkla rakibine duyduğu nefret aynı.Kendi adıma Güney Amerika'ya hiç gitmedim orayı ayrı tutarsak (ayrıca ekliyor en ateşlilerin orada olduğuna eminim) St.Ettienne çok ateşlilerdi. Onlarda koreografi açısından çok iyilerdi.Aslında klişe bir cevap gibi olacak ama şuana kadar gittiğim maçlarda takımını 90dk susmadan tezahüratlarla,şarkılarla destekleyen bir tek bizi gördüm.



Gololurr: Sevilerek izlenen programınız Veni Vidi Vici'nin fikri nereden çıktı ?


Banu Yelkovan: Ntvspor'daki bütün programların ana fikri Fuat Akdağ'dan çıkar.Bizim yenilsende yensende'nin de aslında fikir babası odur.O programı kimle yapacağını kafasında şekillendirir ve kimle yapacaksa o kişi devreye girmesiyle program hazırlanır.


Gololurr: Program dahilinde şahit olduğunuz ve en çok şaşırdığınız bir olay desem ?


Banu Yelkovan: St.Ettien store'a çok şaşırdım.Ürün çeşitliliği ve büyüklüğü olarak çok güzeldi.Ayrıca Hollanda bölümümüzde Hollanda'lı taraftarlar beni çok şaşırttı.Onları hiç böyle bilmezdim.Maça hazırlanmaları,maça gelişleri hepsi enteresandı.Şuana kadar gittiklerim arasından birini seçmem gerekirsede Celtic-Glasgow'u seçerdim.Para biriktirip aktarmalıda olsa o maça git derim.Maç zamanı ortam çok renkli.Publar,şehir,taraftarlar süperler,biz çok çok sevdik.



Gololurr: Galatasaray'lılığınız nereden geliyor ?


Banu Yelkovan: Aslında Galatasaray bizim semt takımı.Ben Florya'da büyüdüm.Takımın her idmanını seyredebiliyordum.Ben insanların kendi şehirlerinin takımını tutmaları gerektiğini düşünenlerdenim.Futbolun böyle büyüyeceğini düşünüyorum.Dolayısıyla bende ya Şenlikköyspor'u yada Galatasaray'ı tutabilirdim bende Galatasaray'ı seçtim.Ama basına girdikten sonra eskisi kadar taraftarlık kalmıyor.Bunu ilk günden beri söyledim.


Gololurr: Anladığım kadarıyla romantik bir taraftarsınız.Ali Samiyen'de unutamadığınız bir anı ?


Banu Yelkovan: Tabiki var.Benim ilk gittiğim maç Neuchatel Xamax maçıdır.Hatta ilk ve tek defa kale arkasında izlemiştim.En arkada başladığım maçı her gol öne gide gide en önde tellere yapışmış vaziyette bitirdim.O zaman bu stadda maç izlenecekse o tribün kesinlikle kapalı tribündür kararını verdim.Galatasaray tarihinin önemli maç denebilecek hemen hemen her maçında oradaydım.Kız kardeşimle ikimiz birlikte giderdik.Bazen söylerek bazen başka yere gittiğimizi söyleyip maça giderdik .Stadın kapısında sabahladığımız oldu.Maça gitmeyi çok önemserim ve fırsat bulduğumda da mutlaka giderim.Stad atmosferini küçüklüğümden beri çok sevdim.Mesela oğlum hiç birşey anlamayacak yaşta olmasına rağmen 2 kere maça götürdüm.




Gololurr: Malum blogun genel duruşu Beşiktaş üzerine,o yüzden biraz Beşiktaş'tan konuşalım istiyorum.Beşiktaş bu kadar transfer yaptı ve belli bir emek harcadı.Fakat beklenen başarı gelmedi bununla ilgili ne söyleyebilirsiniz ?


Banu Yelkovan: Bu kadar yıldız transferi benim futbol anlayışıma uygun birşey değil.Bir klüpte yönetici olsam 5-6 yıldızı tek kalemde getirmektense alt yapıya ciddi emek harcayıp,1-2 tanede takımı sırtlayacak,hem o klübün karakterine uygun,hemde vizyonu geniş oyuncuları almaya çalışırdım.Gerçi Türkiye'de bu söylediklerim pek mümkün gözükmüyor.Altyapı hamlesi aslında çok da ütopik değil,yinede bir yerden başlamak gerekir.


Gololurr : Altyapı hamlesi fikir olarak güzel olsada pratikte ütopik görünüyor.2-3 maç kaybeden takımda hemen hocanın bileti kesilirken altyapı hamlesi beklemek biraz uçuk gibi ?


Banu Yelkovan: Altyapı bizde biraz eski futbolcular boş durmasınlar değerlendirelim merkezi gibi.Mesela İbrahim Üzülmez takımla ilişkisi kesilirken gel sen altyapı da başla denebiliyor.Dönemsel başarıların dışında sürekli olarak bir başarı sağlayamıyoruz bu konuda.



Gololurr: Son olarak Blog kapatılmalarıyla ilgili görüşlerinizi alabilirmiyiz ?


Banu Yelkovan : Ben artık medyayı bile haber siteleri yerine bloglardan takip ediyorum.Burada Lig tv suçludur diyemem burada Lig tv hakkını korumaya çalışıyor.Fakat bu bir kişi küfür etti diye koca stadyumu kapatmak,yada bir futbolcu rakibine sert girdi diye bütün takıma kırmızı kart vermek gibi oldu.Çok kişi mağdur oldu bu konuda.Bloglar arasında yemek blogu olan,gezi blogu olan,çocuğunun büyümesini anlatan bile bloglar var.Bu kadar geniş bir yelpazede olan birşeyi şalter indirir gibi kapatmak ve mağdur etmek çok haksız bir uygulama.






Not: Sevgili Banu Yelkovan'a buluşmanın başından sonuna kadar gösterdiği sıcak tavır,içtenliği,bunca yoğunluğunda bana zaman ayırıp ilgilendiği ve bu güzel röportajı gerçekleştirmemizi sağladığı için sonsuz teşekkürler..

1 yorum: