30 Ocak 2012 Pazartesi

Kayserispor Futbol mu Oynadı ?


Berbat 90 dakika,berbat futbol,kaybedilen 3 puan,bozulan seri = hayattan çalınan 2 saat.

Zaman zaman Süperlig'de izlediğimiz maçlardan sonra bloga yazdığımda isyan ediyorum izlediğimiz futbol değil,bize izlettirilen zulümdür diye.Bugün de izlediğimiz 90 dakikadan keyif alan bir futbolsever olduğunu düşünemiyorum.

Digitürk'ün Anadolu maçlarını vermeye başladığından beri çoğu büyük Anadolu takımının maçlarını seyretme şansım oldu.Kayserispor takımıda bu izlediğim takımlardan biri.Ligimizde özellikle Anadolu'da top falan oynanmıyor.Ne bir taktik ne bir futbol anlayışından bahsetmek imkansız.Ceza sahasının önüne şişirilen topun düşmesiyle beraber yaşanan kör dövüşüyle sonuç almaya çalışıyorlar.

Kayserispor takımını,İstanbul'a Fenerbahçe deplasmanına geldiğinde çok dikkatli izledim.Karşısında bulabileceği en formsuz en kötü durumda Fenerbahçe'ye karşı yarı sahasını geçmeye cesaret edemediler.Fenerbahçe'nin üstlerine gelmeyi başaramadığını gördükleri halde resmen çıkamadılar.(yada çıkmadılar) Karşı atak düzenlemek,kanatlara topu göndermek,veya forvetleri topla buluşturmak bir kenara 5 pas üst üste yapamadılar bile.Zaten bu kadar korkak ve basiretsiz futboldan sonra da 4 tane yiyip güzelce Kayseri'ye döndüler.

Bugün bize karşı da ne olduğunu anlayamadan 1 dk içinde golü attılar ve o tiksinti verici futbol anlayışlarına döndüler.Kendi yarı sahasından çıkmayan,futbol adına birşey yapmayan,gelen topa vurup,rakibin hücum silahlarına faul yapmaktan ibaret bir anlayış.

Sahada olan Beşiktaş'ın da süper futbol oynadığını söylemek,rakibi dağıttığını söylemek mümkün değil fakat böyle iş olmaz.Golü yedikten sonra biraz toparlanır gibi olup kale önünde golleri harcayıp üstünede Fernandes atılınca Kayseri'nin ekmeğine bal sürdük.

Okuyanlar bana hak verirmi bilmem ama kendi evinde oynayıp,rakip 10 kişi kaldıktan sonra bile bu kadar kapanmanın mantığı nedir.Çık oyna ne varsa koy ortaya ama yok bizimkiler kale çizgisine dizilecek kolayını bulsa.

Milyon Euro'ların akıtıldığı,medyanın peşinde döndüğü bir organizasyonda böyle top oynanmaz.Kayserispor yönetimi sonrada çıkıp yok taraftar gelmiyor yok şöyledir böyledir diye demeç veriyorlar.Bu duruma bende kızıyordum ama artık Kayseri halkına destek veriyorum.Sahada yürüyen en ufak seyir zevki vermeyen adamları üstüne para verip kimse bu soğukta izlemeye falan gitmez.Az bile yapıyorlar.Biletleri 5-10 lira yaptıkları halde bomboş tribünlere oynarlar bütün sezon.

Avrupa arenasında neden başarı kazanamıyoruz,neden takımlarımız başarı kazanamıyor sorusunun tam cevabı bu maçtır.Bu soruya cevap arayan herkese bu maçın kasetini gönderip izletmek lazım.Dünya üzerinde hangi ülkede böyle bir futbol anlayışı kalmış araştırmak lazım.Belarus,Estonya,Lüksemburg gibi ülkelerin liglerinde olur ancak.

Ayrıca iddia ediyorum İngiltere 2.liginden Crystal Palace,Cardiff City,West Ham gibi takımlardan birini Kayserispor'la oynatsınlar başa baş mücadele olur hatta kazanırlar bile.İngiltere 2.liginde oynanan futbol kalitesinden bile kötüler.3 İstanbul takımını çıkaralım bu lig beş para etmez.

29 Ocak 2012 Pazar

Kaf-Kaf Derbide Kazandı



Güzel bir futbol akşamı oldu.Sezonun ilk yarısında oynanan maçta 1-1 berabere kalmıştık bu sefer ev sahibi avantajımızla galibiyeti aldık.Derbide aldığımız bu moralle takımın durumu ilerleyen haftalarda daha iyiye gidebilir.

Göztepe'nin 70'ten sonra aldığı risklerde 2 kere boş kale pozisyonu yakalasak,net fırsatlardan yararlanamayıp maçı 3-4 farklı duruma getirmeyi başaramamamıza rağmen derbide kazanmak çok güzel bir duygu.

Sezonun ilk yarısında 1-1 bitirip elimizden kurtulmuşlardı.Bu galibiyetle bu sene yükselen ezeli rakibimizede güzel bir hoşgeldin hediyesi vermiş olduk.Ligin tadı onlar olmadan eksik oluyor.Hoşgeldin Göztepe.

28 Ocak 2012 Cumartesi

King Leo


Messi,Time dergisinin Asya ve Afrika baskılarında bu ay kapakta yer aldı.Dünyanın en iyisi kim ? sorusu böylece daha fazla alevlenmiş oldu.Ronaldo'cular bu durumdan pek hoşnut olmamışlardır.

27 Ocak 2012 Cuma

Ernst ve Fink



Ernst ve Fink'in 2 sezon önce Peta'ya destek için çektirdikleri fotoğraf.

25 Ocak 2012 Çarşamba

24 Ocak 2012 Salı

BEŞİKTAŞ:3 Gaziantep:2 - Kapak Olsun



Bu akşam ecel terleri döktük.Hafta içi yorgunluğu atmak için ekran başına oturdum dahada stres olup kalktım.Gaziantepspor takımına bu sezon getirdiği oyuncular,sezon başında anlaştığı hoca Tolunay Kafkas gibi sebeplerden ötürü sıcak bir bakışım vardı.Bulundukları yeri haketmedeklerini söylüyordum hep fakat bu akşam yaptıklarından dolayı bütün sempatim hepsi kayboldu.

Süperlig maçı değil sanki bir İsrail yada Güney Kıbrıs takımıyla oynuyormuş hissi uyandı bende.Faullerde yerden kalkmamaları,en ufak şeye itiraz etmeleri,oyuncuları tahrik etmeleri gözlerime inanamadım.

Birkaç hafta önce İstanbul'da Fenerbahçe'ye karşı oynadıkları helva gibi oyundan sonra bize bu kadar kin gütmeleri,bilenmelerine anlam veremedim.Neydi onları bu kadar dolduran bütün bu çirkeflikleri yapmaya iten bilen yada anlayan varsa yazsın lütfen.

Maça bakacak olursak pek iyi gitmediğimizi söylemek yanlış olmaz.Kendi evimizde oynarken bile topu ileri taşımakta sıkıntı yaşıyoruz.Avrupa maçlarının yaklaştığı ve sıklaşacağı dönemde iyi sinyaller vermiyoruz.Sadece Quaresma'nın yokluğundan dolayı bu sıkıntıyı yaşıyorsak eğer halimiz vahim.Koskoca bir takımın tek oyuncunun sırtına binip gitmeye çalışmasıyla bu iş yürümez.

Bireysel yeteneklere bağlı kalıyoruz.Takım halinde ileri çıkamıyor,adam gibi hücum organizasyonu geliştirmekten aciz kalıyoruz.Fernandes'in yapacağı ekstra işler ve çabayla olanlar oluyor zaten.

Bireysel performanslar olarak baktığımızda ise Holosko'nun,Edu'nun bu takımda kesinlikle işi yok.Hedefleri avrupa düzeyinde oynamak olan,gözünü şampiyonluğa dikmiş bir takım bu adamlara bel bağlamaz.Holosko,Beşiktaş'a adım attığı günden bu yana bir gram ilerleme kaydetmiş değil.Bilhassa geri bile gitti.Diğer forvetimiz Edu'ya ise zaten söyleyecek söz yok.Atılan ara topa yetişene kadar bile savunma oyuncusu aynı mesefayi 2 kere gidip geliyor.

Cenk Gönen ondan beklemediğimiz ve yapmasından korktuğumuz hataları yapıyor.Çok iyi niyetli,çok potansiyelli fakat bazen yapmaması gereken şeyleri yapıyor.Yıllardır Türk futboluna yan toplara hakim,elini kolunu kullanıp ortamı dağıtıp topu alan bir kaleci gelmedi.Yan top geldiğinde kalecilerimiz apışıp kalıyor.Ya boşa çıkıyorlar yada çizgide sabit kalıp izlemekle yetiniyorlar.Nitekim bugün ilk golü aynı böyle yedik.İkinci golde ise çıkmakla çıkmamak arasında kalıp,kendini topun önüne patates çuvalı gibi atınca ikinci golü yedik.Verdiği demeçler olsun,karakteri olsun çok beğendiğim bir futbolcu fakat Beşiktaş'a uzun süre hizmet edebilmek için daha iyi olması şart.

Bu yazıda Almeida'ya yine giydirecektim fakat 2 gol atıp,çıt kırıldım tavırlarından dolayı eleştirmemden bu sefer kurtuldu.Fakaaat geçen hafta Antalya'da gördüğü karttan sonra bu haftada itirazdan kart görmesi beni biraz kıllandırdı.Haftaya yapacağımız soğuk Kayseri deplasmanına pek gitmek istemiyor olabilir.

Carvalhal'in tam baskı yaptığımız dönemde Simao'yu neden oyundan çıkardığınıda anlamadım.Oyundan çıkarken hayli moralsiz ve gücenmiş bir hali vardı. 2.golü attırmasına ve istekli başlamasına rağmen kenara geldi.

Egemen Korkmaz ise geldiğinden beri tam bir gladyatör olarak işini mükemmel şekilde yapıyor.Bugünde 90+ da attığı golle bize hayat verdi.Transfer döneminde söylediğim kasaptı,istemiyorum du bütün söylediğim olumsuz eleştirileri geri alıyorum.Hepsini bana yedirdiği içinde teşekkür ediyorum.O böyle oynamaya devam etsin ben sözlerimi geri alırım.

Vee son olarak gecenin en güzel hareketi Carvalhal.Türkiye liginin açık ara en sempatik hocası.Verdiği tepkiler,oyunu yaşaması hepsi doğallığın üst sınırında.2dk önce tartıştığı hakemden gidip özür dilemesi,gollerde verdiği tepkiler hepsi harika.Fakat bugün Egemen'in resmen son saniyede attığı golde yedek kulübesinden çıkıp,sahaya dalıp sevincini oyuncularıyla paylaşması süper bir kareydi.

21 Ocak 2012 Cumartesi

Gekas Farkı


Samsunspor 8 hafta sonunda hasret olduğu galibiyete ulaştı.Karadeniz derbisinde Gekas'ın attığı iki golle Orduspor'u mağlup etmeyi başardılar.Gekas gibi bir oyuncuyuda bize izleme şansı verdikleri için teşekkür etmek gerek.Anadolu takımları arasında potansiyeli ve tekniği en yüksek forvetlerden biri olduğu kesin.

Samsunspor'un ligde bulunduğu durumu haketmediğini düşündüm her zaman.Seyircisiyle olsun,takımıyla olsun lige renk katan takımlardan biri.Bu sene ligde kalmaları seneye çok daha iyi bir Samsunspor izlememize olanak sağlayabilir.Ligde kalma yolunda önemli bir adım attılar bugün.Sezon sonunda umarım olmaları gereken yerde bitirirler sezonu.

17 Ocak 2012 Salı

Nihat Bıraktı



Beşiktaş'ın çocuğu bugün futbol yaşantısına son verdiğini açıkladı.Yurtdışında gösterdiği performansla hepimizin göğsünü kabartan,Avrupa şampiyonasında yarı finale çıkmamızda büyük payı olan,Beşiktaş'ın sembol isimlerinin arasına girmeyi başaran bir oyuncunun bu şekilde bırakması hoş olmadı.

Beşiktaş'a dönüşünde hem bizden hem ondan kaynaklanan bazı sıkıntılar oluştu ve anlaşamadık bilindiği üzere.Fakat Beşiktaş burada büyüklüğünü gösterip oyuncusunu son kez kucaklamalı.Nihat'a güzel bir jübile mutlaka yapılmalı.İnönü'de oynanacak olan bir Beşiktaş-Real Sociedad maçı çok şık ve güzel olur.Nihat en azından bunu hak ediyor.

16 Ocak 2012 Pazartesi

Tribün Modası



 Hastasıyız....Hepsi mükemmel olmuş.Ecnebi milleti bu işi biliyor.Türkiye'de olsa kapış kapış gitmezse bende birşey bilmiyorum.

15 Ocak 2012 Pazar

BEŞİKTAŞ:3 Bursaspor:1



 Takımı son 2-3 maçtır doğru düzgün izleme şansım olmuyordu.Şu aralar içinde bulunduğum yoğunluktan dolayı zaman ayıramıyor,ayırsamda yazı yazacak kadar ciddi odaklanamıyordum.Valla takımı ciddi ciddi özlemişim.Maçtan 10 dk önce kuruldum televizyonun karşısına beklemeye başladım Beşiktaş'ımı.Ne zaman çıktılar sahaya o güzelim beyaz formalarıyla 'değmeyin keyfime' moduna geçiş yaptım.

 Bu kadar hevesle takımı bekleyip,bu kadar hevesle izleyince bendeki heves takımamı yansıdı nedir gayet istekli ve arzulu başladık maça.Zor geçmesi muhtemel bir maçı ilk dakikalardan başladığı pres ve istekle erken bitirmek istiyorduk belliki.

 Bursa'nın sol bekinin Afrika kupasına gitmesiyle onun yerinde oynayan Ahmet'in hatası (tabiki Necip'in harika baskısıyla) Necip'in kafayı kaldırıp yaptığı harika ortayla Almeida'nın kafa vuruşu ve o dünyadaki en güzel sesin İnönü'deki goool sesinin birbirine karışması..

 Gelen gol,şok yaşayan Bursa gibi sebeplerle ilk yarı yüklendikçe yüklenmeye başladık.Yüklenmemiz sahaya koyduğumuz istek ve arzu ne kadar güzel olsada arkada verdiğimiz boşluklar can sıkıcı bir hal almaya başlamıştı.Turgay Bahadır'ın sürekli olarak ceza sahası çevresinde topla buluştuğunda tehlike yaratması yada top dağıtması iyice tehlikeli bir hal almıştı.Nitekim son vuruşlardaki beceriksizliğimiz yüzünden 2'yi bulup maçı bitiremeyince akabinde golü kalemizde gördük.

 Quaresma'nın,Simao'nun olmadığı,son vuruşlarda pek şanslı olmadığımız bir günde ilk yarı bitmeden golü görmek kötü olmuştu.Oyun dengeye biner sıkıntılı hal alır derken,üstün Alman teknolojisi Ernst'in attığı 50-60 metrelik pasa ayağının üstüyle usta işi bir vuruş yapan Edu skoru 2-1 e getirince İnönü tekrar yıkıldı.

 Edu savunmadan bozma bir forvet olsada,onu pek beğenmesemde bazen o sol ayağını öyle bir kullanıyor ki insan şaşıp kalıyor.Bugünde onlardan birine şait olduk zaten.

 İlk yarıda nispetende olsa istediğimiz skoru bulmamız ve bizi ileri taşıyacak oyunculardan yoksun olmamızdanmı bilinmez ama gereksiz bir geriye yaslanma başladı ikinci yarıda.Sanki deplasmana gitmiş Anadolu takımı biziz ev sahibi Bursa'ymış gibi bir hal aldı oyun.Saçma pas hataları,ileri çıkma acizliği derken ha yedik ha yiyeceğiz moduna girdik.

 Carvalhal beyefendi,iyi hoca desekte oyuna müdahaleler konusunda çok geç kalıyor.Takım geriye gömülmüş,ileride top tutamıyorken,son derece yavaş ve durarak oynayan iki forvetin oyunda olması tamemen saçmalıktı.Almeida'nın çıt kırıldım tavırları,Edu'nun ne zaman ne yaptığı belli olmayan tavırları,takımı resmen forvetsiz bıraktı.Oyuna 60-70 arası kesinlikle müdahale etmeyi sevmeyen bir hocamız var.Adam yapmıyor bu dakikalar arası değişiklik illa 75'ten sonra yapacak ilginç bir durum.

 Carvalhal oyuna bir türlü müdahale etmiyorken Bursa kaçırmaya devam ediyordu.En son  Ozan İpek'in kaçırdığı toptan sonra hoca Edu'yu çıkarıp Mustafa Pektemek'i almayı akıl edebildi.

 Mustafa Pektemek'te tabiki oyuna girdikten sonra alıştığımız üzere 83'te golünü attı.(Mustafa Pektemek=Gol demek) Mustafa Pektemek'in durumunu biraz Semih Şentürk'e benzetiyorum.Adam takımın ilk forvetinden daha çok katkı veriyor yine kenarda yine kenarda 11'e girmek için ne yapması gerek daha ? Almeida ile beraber çift forvet düzeninde gayet güzel katkı verebilir.

 Sonuç olarak ilk yarıda iyi oynayıp,ikinci yarının büyük kısmında bocaladığımız maçta güzel bir galibiyet almayı başarıp yenilmezlik serimizi devam ettirdik.

 Not:

 - Ertuğrul Sağlam'ın futbol taktiğinden ve oyun anlayışından kimi zaman şüphe ediyorum.Takımı ne zaman geri düşşe ne zaman istenmeyen bir durumda kalsa her zaman kurtarıcı olarak sahaya Ömer Erdoğan'ı sürüyor.Savunmanın göbeğinde oynayan bir oyuncuyu kurtarıcı olarak rakip savunmaların kucağına bırakıyor.Bursa'ya geldiği ilk günden beri başka bir çözüm üretememiş olması garip.Bu duruma alışan rakip savunmalarda Ömer'e pek şans tanımıyorlar artık.Türkiye'nin gelecek vaad eden hocaları arasında gösterilen bir hocanın galibiyete ulaşma çabası bu şekilde iken bazılarıda Milli takıma Abdullah Avcı getirildikten sonra çıkıp vay efendim neden Eruğrul gelmedi diye konuşuyorlar.Cevabı budur işte bu sorunun.Tedbirsizlik ve yeni oyun anlayışları geliştirememe.


13 Ocak 2012 Cuma

Lefter..




 Efsaneler,abideler,semboller teker teker gidiyor.Giden efsaneler arasına bu akşam Lefter'de katıldı.Oynadığı takımın rengi hiç önemli değil,bu ülkenin sporuna,milli takımına en iyi şekilde hizmet etmiş bir sporcunun en iyi şekilde uğurlanması ve anılması gerekir.Gidişinin hepimizi üzdüğünü ve üzüntüsünün aramızdaki farklılıkları kaldırmasının sembolü olarak renksiz bir fotoğraf seçtim.

 Türk sporu,futbolu ve Fenerbahçe camiasının başı sağolsun...


11 Ocak 2012 Çarşamba

Taraftarın Zaferi



 Türkiye kupasında günün maçlarını geride bıraktık.Genel olarak favorilerin kazandığı,potansiyel olarak altta kalan takımların büyük takımlara boyun eğdiği bir tur oldu.Fakat aralarında biri farklıydı.

 Bankasya ligi ekiplerinden Boluspor sahasında konuk ettiği Gençlerbirliği maçı öncesi sahayı maça uygun hale getirebilmek için sabah 10.00 da başladığı saha temizliği ile sahayı maça yetiştirdi.Saatler süren çalışmaları ve azimleri sonucunda sahadaki karı küreklerle temizleyip büyük özveri gösterdiler.

 En deli taraftar olarak geçinenlerin 'bu soğukta maçamı gidilir ? ' tavırlarına inat kar,soğuk,kış demeden önce sahayı temizleyip,sonrada tribünde yerlerini alıp takımlarını desteklediler.

 Bu kadar özveri ve fedakarlığa karşın takımları Boluspor'da bunları karşılıksız bırakmadı.Süperlig takımı Gençlerbirliği'ni uzatmalara giden maç sonunda 3-2 yenerek tur atlayan taraf oldular.

 Maçları kazandıran sadece futbolcular ve teknik direktörler olmadığını birkez daha gösterdi bugün Boluspor taraftarı.En az sahada mücadele veren oyuncular kadar uğraştılar.En büyük alkış ve tebrik Boluspor'un cefakar taraftarına gidiyor.



9 Ocak 2012 Pazartesi

Futbolcumusun ? Yorumcumusun ? Yoksa Milletvekilimisin ?



 Akp İstanbul milletvekili eski Galatasaraylı futbolcu Hakan Şükür siyasete adım attıktan sonra şimdi tekrar futbola dönme kararı aldı.Seçim politikası olarak 'tak' diye aday gösterildi 'şak' diye seçildi.Siyasetle ilgili uzaktan yakından eğitimi olmayıp,ömrünü yeşil sahalara vermiş bir insandan beklenti seçmenleri kendi tarafına çekmekti bundada başarılı olundu.

 Herkesin beklentisi sporun içinden gelen birinin meclise adım atmasıyla,sporla ilgili gelişmeler yaşansın,Türk sporuna katkı verecek uygulamalar,kararlar çıksın ama oda yalan oldu.Partisinin evet dediklerine el kaldırıp,karşı çıktıklarına elini kaldırmadı.Bi nevi koltuğu doldurdu.

 Yeşil sahalardan çıkıp,takım elbise giymiş gün içinde birbirleriyle esnaf kavgası yapıp,en önemli oylamaların olduğu zamanlarda uyuyabilen adamların arasında sıkılmış olacak ki asıl ait olduğu yere dönme kararı aldı.Onun yeri tabiki futbolun içinde yer almaktı.Kimse sırf görüntü olsun diye olduğu yerde bulunmamalı,hakkını vereceği işi yapmalı.

 Yorumculuğuyla ilgili henüz birşey yazamayacağım çünkü daha izleme fırsatım olmadı.Bi'ara onada değiniriz milletvekilliği gibi taraftarın istediğinimi söylüyor yoksa kendi fikirlerini ortaya atabiliyormu diye.Ayrıca onun dönüşüyle beraber tribünlerde söylenebilecek yeni besteyide başlatıyorum.Hadi hayırlı olsun.

                              Futbolcumusuuun ? Yorumcumusuun ? Yoksa milletvekilimisiiin ?
                             Anlayamadııım sen ne ayaksııın Hakan Şükür sen manyakmısıııın ?
                             






7 Ocak 2012 Cumartesi

Samsun'dan Aslan Geçti


 Ligimizin son zamanlarda izlediğimiz en ilginç ve seyir zevki  en yüksek maçlarından biriyidi.Galatasaray taraftarı olmadığım için gelen Samsun golleri ve sıkıntıya düşen Galatasaray'ın çırpınışlarını izlemek,kıran kırana bir maç izlemek beni keyiflendirsede sarı-kırmızılı taraftarları pek keyiflendirmemiştir diye düşünüyorum.

 Samsunspor'un forvetleri benim en beğendiğim ve kafamdaki futbol şekline en uygun olan şekildeler.Rakibin müdahalelerine rağmen düşmeyen,güçlü,hızlı ve son vuruşlarda sakin kalıp güzel şutlar atabilen siyahi oyunculara sahipler.Onlardan beklenen kadar performans alamamalarının nedeni hızlarını kullanabilecekleri iki şeye sahip olamamarıydı aslında.Bunların ilk nedeni ayaklarına hakim,süper ara paslar atıp rakip savunmanın dengesini allak bullak eden orta saha oyuncularının eksikliği.İkinci ve en önemli nedeni ise Türkiye'de Anadolu takımlarının uyguladığı karşı tarafa pek geçmeyen arkaya yaslanıp oynanılan futbol anlayışı yüzünden hızlı adamların açık alan bulamaması.

 Yukarıda saydığım sebeplerden dolayı forvetlerinden yeteri kadar faydalanamayan Samsunspor,bugün karşısında resmen maden buldu.Haftalardan beri kazanan,7 haftadır gol yemeyen,kendine güveni tam bir Galatasaray.Bu sıfatlar Samsunspor aleyhine gibi gözüksede görülmeyen bazı noktalar vardı aslında.Galatasaray kendine olan özgüvenin etkisiyle yenilmeyi hiç düşünmemişlerdi.Sürekli rakip kaleyi düşünüp ileri doğru giderken savunmada eksik adam kalıyorlardı.Durum bu şekilde devam ederken Galatasaray savunmasının şuan için en zayıf halkası,formsuz Sabri Sarıoğlu'nun kanadından 2 gol bulup ilk yarı hem Galatasaray'ı hemde biz izleyenleri şok ettiler.

 İkinci yarıda ise 'teknik direktörünün kim olduğu takım üzerinde etkisinden belli olur' atasözüyle yola çıkan Galatasaray 50.dakikada golü buldu.Erken gelen golle eli ayağına dolaşan Samsun kendi sahasına mahkum olup amatörce işler yapmaya başladılar.Bu amatörce işlerin doruk noktaya çıktığı dakikada bir topu uzaklaştırmak için 3 kişi gidip topu uzaklaştıramayıp ardından Selçuk'tan 2.golü ağlarında görünce Samsunspor sahadan 'o an' silindi.

 Son çırpınışlar olarak rakip kaleye bireysel yeteneklerle gitmeye çalışıp nispeten başarılıda oldular fakat 2-0 dan maçı 2-2 ye getiren motivasyonun sınırlarını zorlayan Galatasaray'a golü atamayınca,son haftaların yükselen yıldızı Emre Çolak'ın harika ortasına kafayı çakan Baros skoru 3-2 ye getirdi.3-2 den sonra tamamen biten Samsun üstüne Sercan'dan 4. golüde yiyip maçı sonlandırdı.Bizede iki tarafada yakın olmadığımız için süper bir maç izlemiş olmak kaldı.

 Galatasaray'ın geçen yıl dibe vuruşundan sonra bu yıl Fatih Terim önderliğinde buralara gelmesi ve ligin altını üstüne getirmesi olağanüstü bir iş.Bu işte en büyük pay bana göre kesinlikle Terim'in,ardından yaptırdığı iyi transferler ve oyuncuları birbirine kenetleyebilmiş olması.Bu kadar güçlü bir rakip takımım Beşiktaş adına ligde tehlike arz etsede sergiledikleri futbol ve elde ettiklerini takdir etmemek mümkün değil.

 

Lucescu Kaza Geçirdi

Lucescu'nun arabası bu hale geldi.


  Haber çok yeni olmamasına rağmen ajanslarımızda doğru habere ulaşmak hala pek mümkün değil malesef.Ancak kesin olan bazı durumlar var.Kendi kullandığı arabanın başka bir şoförün saçmalaması ve ona çarpmamak için direksiyonu kırmasından sonra kontrolü kaybedip karşı yönden gelen tramvay ile çarpışmış.Tramvayın çarpması yukarıda da görüldüğü gibi arabaya epey zarar vermiş.Lucescu ve yanında bulunan eşi apar topar hastaneye götürülmüşler.Şuan için Lucescu'nun kaburgalarından birkaçının kırık olduğu ve göğsünde yaralar olduğu söyleniyor.Bilinci yerinde,durum kötü değil gibi açıklamalar yapılsada yukarıdaki görüntü hiç iç açıcı değil.Umarım açıklamalar doğrudur,onu tekrar yeşil sahalarda görürüz.

3 Ocak 2012 Salı

Liverpool İzdihamı


Liverpool'un yaptığı asya turnesinden bir kare.Transfer karşılama,omuzlara alma sadece bizde olmuyormuş demekki.

2 Ocak 2012 Pazartesi

Futbol Aşkı



İran bayan milli futbol takımı..Tüm zorluklara,engellere rağmen yinede içinde futbol sevgisini yaşatabilmiş ender insanlar..