28 Ekim 2010 Perşembe

Efes Pilsen-P.E. Valencia aklımda kaldığı kadarıyla



Bu sezonun ilk basketbol yazısınınada böylece başlamış oluyorum.Sezon ilerledikçe yazılar devam edecek umarım diğer yazılar gibi buda beğenilir.

Bu yazıda maçı daha çok taraftar gözünden tribün durumu,dönen muhabbetler tarzında ele almaya karar verdim bu yüzden maçı o kadar irdelemeyeceğim.Daha fazla uzatmadan başlayalım.

Yazıda ismi geçeceği ve daha iyi anlaşılması için olayları öncesinden alacağım.

Aslında herşey Efesliler grubuna dahil olmam sezonun ilk maçı Fenerbahçeülker'le oynanan maça gitmemle başladı.Maçamı tiyatroyamı geldiğini bilmeyenler ve koltuk numarası sayıp burası benim yerim diyenler yüzünden 3kez kaldırıldıktan sonra Efesliler'in bulunduğu bölgeye kadar kaydık ve orada güzel insanlarla tanışmam sonucu gruba dahil olma sürecim başladı.
Birlikte Antalya B.B. maçını izledik sonrasında da dün akşam oynanan Valencia maçıyla beraber grupla izlediğim 3.maç oldu.

Power Electronics Valencia maç günü


Maça gelecekler listesi açıldığında adımı ilk yazdıranlardan oldum.Efes'in bu sezon evindeki ilk maçıydı ve kaçırmak olmazdı bende kaçırmadım tabiki.

Maçtan önceki günler sitedeki muhabbet aslında biraz karamsardı son zamanlarda alınan kötü sonuçlar biraz moralleri bozmuştu.Ama Efes'i yanlız bırakmak olmazdı.

Maç günü yoğun bir yağış vardı bu yüzden evden maç saatine 1.30 saat kala çıktık.Neyseki şansmı denir artık ne denir yağmur olmasına rağmen salona maça 50 dk kala vardık.Biletimizi alıp salona girdik.

İçerisi girdiğimizde yeni yeni dolmaya başlamıştı rakip takım taraftarı Valencia'lılar ise yerini almıştı 30-40 kişi kadarlardı.Salona girerken aldığım Efes atkısını misafir takımın taraftarıyla değişmek istiyordum bunun içinde daha önceden internetten konuştuğum Serdar'dan aldığım destekle gidip atkımı değiştim,hemen kabul ettiler ve çok mutlu oldular.Atkıyı değiştimi gören Serdar beni hemen tanıdı(daha önceden yüzyüze konuşmamış olmamıza rağmen)böylece onlada tanışmış olduk.

Maç saati yaklaşmış bizim grup (kendimi aralarına dahil hissediyorum) toplanmaya başlamıştı.Burnovic,Naumoski(yakında onlarlada tanışırız),Ali abi tribünden bildiğim kişiler teker teker gelmeye başlamıştı.Grup birbirini tanıyan bir grup daha yeni dahil olduğum için açıkçası pek fazla kişiyi tanımıyorum.Ama kendi içinde samimiler maçtan önce muhabbetler,birinin geldiğini görünce selamlaşmalar bunlar daha önceden istediğim,güzel bulduğum şeylerdi.

Hava atışıyla beraber (hava atışını yine kaçırdım 3 maçtır aynı şey oluyor başka birşeyle meşgul olduğum an hava atışı oluyor) maç başladı.İlk perioda pek iyi başlamadı Efes ilk hücumlarımızdan boş döndük buna karşı Valencia sayıları bizim çembere bırakmaya devam ediyordu.Maçta 3-4 dakika geçmiştiki arkalardan bir yerden megafon sesi geldi.Maçtan önce size küçük bir sürprizim olabilir diyen Fahir abi (herhalde sürpriz buydu) elinde megafonla merdivenleri inmeye başladı.Periodun ortalarına doğru toparlanmaya başlayan efes Thornton'un son saniyede yaptığı sayıyla 2 sayı geride kapadı 1.periodu.

Efes'in kötü başlangıcı 'ulan yinemi yenilicez' düşüncesi uyandırmıştı.Ama 2.periodun ortalarına doğru Kerem Tunçeri önderliğinde önce yakalayıp sonra öne geçtikRakibin basit top kayıplarında megafondan gelen 'salaak salaak'sesleride iyice keyfimizi yerine getirip gülmemize sebep oldu.Öne geçtikten sonra üstünlüğü bir daha bırakmayarak güzel bir galibiyet aldık.Maçın sonuna doğru yine megafondan gelen 'bir başkadır benim memleketim' müziğide en akılda kalıcı anlardan biriydi :)

Dün akşam olanları anca bu kadar anlatabildim.Anlatımda sorun olduysa af ola nice maç sonrası yazılarda görüşmek dileğiyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder