18 Şubat 2011 Cuma

Çifte Hüzün (Beşiktaş vs Efes Pilsen)



Dün akşamı twitter'da da belirttiğim gibi süper geçeceğini düşünmüştüm fakat beklentilerin altında değil kalmak tam tersine zıt oldu.


Beşiktaş - Dinamo Kiev


-Geçmiş maçlarda kendini belli etmeye başlayan bu maçlada artık tamamen ben buradayım diye bağıran sorunlarımızı artık görmezden gelmemiz mümkün değil.Q7 ve çetesi,süper transferler,hücumsal oyun hepsi yalan oldu.Bütün toz pembe bulutlar dağılmış durumda çözüm şart.

-Schuster'in zaten maç sonunda yıkılmış olan taraftara sarfettiği sözler yakışmadı.

-Quaresma imza töreninde söylediği Beşiktaş için kanımı akıtacağım sözünün arkasında olduğunu bir kez daha gösterdi.

-Hakan Arıkan takıma geldiğinde çok umut vaad ediyordu fakat gelişinde neyse üstüne hiç koymadı hatta geri gitti.Yıllardan beri süre gelen duran top ve yan top hastalığını hala atlatabilmiş değil.Hatası bu kadar bariz olup bu hatayı düzeltmek için birşey yapmaması inanılır gibi değil.Her yan topta bir acaba duygusu beliriyor.Tribünden yada televizyondan izleyen taraftar bu acaba duygusu yaşıyorsa önünde oynayan savunma oyuncularının yaşadığı stresi sizlere bırakıyorum.

-Cenk'in sakatlığı devam ediyormu emin değilim eğer sakatsa Fenerbahçe maçında mutlaka Rüştü forma giymeli.Beşiktaş'ı yan ve duran toplarla vurmaya çalışacak olan Fenerbahçe karşısında kalede Arıkan'ı düşünemiyorum.

-Schuster'in Nobre'den hala ne beklediğini,Ernst'i çıkarıp Erhan Güven'i almasını hala anlayabilmiş değilim.Anlayan varsa eğer lütfen bana açıklasın.


Efes Pilsen - Real Madrid


Lige verilen kupa arasından sonra tekrardan Sinan Erdem'e doğru düştük yollara.Soğuk yada trafiğe aldırmadan gelen 15.000 kişi hüsranla döndü evlerine.Sorunları maddeler halinde geçelim:

-Efes'in en büyük eksikliklerinden biri taraftarı olmaması.Euroleague maçlarında salonu dolsada gelen taraftarların kendilerini tiyatroda zannetmelerinden ötürü değişen birşey olmuyor.Elindeki bilet numarasına tek tek sayarak oturmaya çalışanlardan tutun,takım 3lük atıp sevinmek için ayağa kalkanları bile oturun göremiyoruz diye oturtmaya çalışanlara kadar her tip malesef mevcut.

-Rakocevic'e her fırsatta sallayan Melih Gümüşbıçak dahil diğer Efes taraftarlarıda dün takımın halini görmüştür.Yaptığı top kayıpları ve kritik anlarda yaptığı hatalar dolayısıyla eleştirilerin odak noktası olmuştu.Tek suçu sorumluluk almak olan Rako dün akşam olmayınca saklananlar takımı doğal olarak skor üretemedi.

-Pota altındaki Vujcic ve sakatlıktan dönen Raduljica bir türlü gerekli sertliği gösteremediler.Marid'in sert pota altı oyuncuları karşısında lokuma dönüp bütün itiş kakışta saçmaladılar.

-Kerem Gönlüm oyuna dahil olduğu dakikalarda tek başına pota altında mücadele versede tek başına olunca herşey bir yere kadar.Aynı Quaresma'nın durumu gibi.

-Kerem Tunçeri'ye sevgimiz sonsuz fakat oda bu sezon üstünde bir tutukluk var.Dünya şampiyonasında ki başarıdan sonra kendine gelememiş gibi.Fiziksel yada Zihinsel olarak çok yorgun gözüküyor.

-Perasovic'in manevi oğlu Wisniewski ise Euroleague seviyesinde olan bir guard değil.Çok sıradan Tbl'de orta sıralarda yada alt sıralarda takımların guardı olarak oynayabilecek kapasiteye sahip.

-Ne lig maçlarında nede kopan maçlarda bile adam gibi süre alamayan Ender Arslan'ın Madrid maçında sahaya kurtarıcı olarak sürülmesine anlam veremedim.Kondisyon olarak maç eksikliği,kafa olarakta Perasovic'in yarattığı takımdan uzaklaşmışlık sayesinde oda birşey yapamadı.

-Bu mağlubiyetle tur şansı zora girdi.Marid'e karşı İspanya'daki oyunu görüp nasıl umutlandıysak İstanbul'daki oyunu görüp bir o kadarda umutsuz durumdayım Siena maçı için.Önümüzdeki İtalya'da oynanacak olan Siena maçını alıp umarım gruptan çıkarız.



+Fotoğraflar: www.ntvspor.net

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder