24 Şubat 2011 Perşembe

Elveda Schuster Elveda Avrupa



Maç öncesi twitter'dan da yazmıştım 'Beşiktaş'ın olduğu yerde acaba vardır' sözünü bu sefer kendi lehimize çevirirmiyiz acaba diye.İstanbul'da 4-1 kaybettikten sonra Kiev deplasmanı imkansız gibiydi.Fakat herşeye rağmen taraftar olmanın gönül bağıyla bağlanmanın getirdiği belkide ilk olgu takım ne kadar kötü olsada umudunu korumaktır.Elenirsek süpriz olmayacaktı,elersek olay olup şampiyonlar gibi karşılanacaktık,olmadı.

Karşılaşmanın hemen başında gelen gol;ne umut,ne keyif,nede izleme isteği bıraktı.Maçı 10.dk dan sonra takip etmeyi bıraktım.Ne yüreğim nede midem sahadaki oyunu izlemeyi kaldırabildi.Efes maçına dönüp ara ara skor ve oyun durumuna bakmak için döndüm Kiev'e.

Maçı izlemediğim için teknik analize giremeyeceğim söylemek istediklerim başka şeyler bu yazıda.Sezon başı ve ara transfer döneminde yapılan flaş transferler,taraftara aşılanan umut,koltuğu sağlama almak yapılan transferler,ortaya konmuş milyonlarca eurolar.Sezon başında peri masalıyla başladığımız bu sezon daha sonunu göremeden bizim için karabasana dönmüş durumda.

Yine sezon başında önümüze geleni dağıtırız,değil ligde avrupada finale adayız gibi iddaalı sözlerimizin hepsi havada kaldı.Sezon başında beklenen başarının tam olarak gelmemesinden sonra ara transferde 17 de 17 gibi fantastik rakamlar zikretmeye başladık ondada nereye geldiğimiz mağlum.


Bu maçla beraber Schuster'in Beşiktaş'ta ki misyonu tamamlanmıştır.Tek suçlunun Schuster olmadığı gibi Üzülmez'in basın toplantısında Demirören'in söylediği gibi liderler hata yapamaz.Liderler hata yaparlarsa bedelini önce onlar öder.Bu takımında lideri ve patronu Schuster olduğu için sıra önce ona gelecek.Ben Schuster'le (bu yaştan sonra değişemeyeceğine göre) Beşiktaş'ın beraber olarak devam edebileceğine ihtimal vermiyorum.Belki Beşiktaş'ın kötü gittiği dönemlerde Schuster'i en çok savunan kişilerden biri olmuştum fakat savunulacak yan kalmadı artık.

Geçmişten edindiğimiz acı tecrübelerimiz doğrultusunda teknik direktör kovmanın tazminatı alan dışında kimseye fayda sağlamadığını gördük.Akılsız başın cezasını ayaklar çeker hesabı oluşturulan takım,oturtulan misyon yada takım hedefleriyle uygun düşmeyen teknik direktör tercihleri takımımızı bugünlere getirdi.

Mustafa Denizli gittikten sonra ismi geçenleri çoğu kişi hatırlar.5-6 adayımızın arasında futbol görüşü ve mentalitesi birbiriyle aynı birtane adam yoktu.Pazardan elma armut seçer gibi ortaya atılmış isimler ve teknik direktörün ismine ve kariyerine dayalı seçimler bu sonuçları doğurdu.

Fazlada uzatmadan toplayıp bitirelim.Beşiktaş için bu sezon artık bir kayıp sezondur.Şuan için hocayı kovmanın kimseye yararı dokunmaz sezon sonu beklenip oturup konuşulması şart.Ligde de istediğimiz yerde bitirmeye şuan uzak olduğundan elimizde kalan son şey olan Türkiye Kupası'nı kazanıp o kontenjandan avrupaya katılmak sanırım sezon başındakiler gibi hayalci hedefler olmaz.Sezon sonunda Schuster'le yollar ayrıldıktan sonra takımda kalacak ve gönderilecek oyuncuların ve YÖNETİCİLERİN tespiti iyi yapılıp kısa ve uzun vadeli oturaklı planlar doğrultusunda artık bu takıma bir mantalite oturtmanın zamanı geldi.

A hocası olur B hocası olur isim fark etmez kim gelirse gelsin.Yeter ki eldeki oyuncuların,hedeflerin ve mantalitenin farkında olan Beşiktaş'ı hakettiği yerlere taşıyacak biri olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder